Hırvatistan , Nijerya zaferinin ardından bu gece Arjantin’le
karşı karşıya gelecek. Her turnuvanın “acaba bir şeyler yapar mı” takımlarından
olmayı başaran Hrvatistan’ın Modric – Rakitic liderliğindeki son
turnuvalarından birini oynuyor olabilir. O yüzden gidebilecekleri yere kadar gitmek
isteyecekler.
Geride katılım olarak kötü bir karneleri bulunmuyor. 1996
Avrupa Şampiyonası’nda başlayan hikaye ile 2010 Dünya Kupası ve 2000 Avrupa
Şampiyonası hariç her turnuvada damalı formayı izledik. Eleme turlarını geçemeyen
ülkenin mensubu olarak bu karne başlı başına bir başarı göstergesi olabilir.
Ama Hırvatistan’da o kadar da bağırlara basılan bir takım yok.
Saha içi değil kimsenin derdi, saha dışında olanlar. Bağımsızlığın
ardından ülke futbolu Yugoslavya’dan getirdikleri şampiyonluk ve camia gücüyle
Hajduk Split – Dinamo Zagreb rekabeti üzerine kuruldu. Son dönemde Rijeka
başını uzatsa da bu yarışa , tüm kavga Split ve Zagreb üzerinden dönüyor.
Başkent olmanın gücünü Zagreb ekibi sonuna kadar
hissettiriyor. Bürokrasi de futbol da uzun süredir Zagreb’ten yana.
Hırvatistan Milli Takımı’nın zaferleriyle sarhoş olan büyük
bir kitle var ama karşılarında büyük de bir boykot kitlesi bulunuyor. En önemli
gerekçe olarak da “bu milli takımla duygusal bir bağ kuramıyoruz” cümlesi
karşınıza çıkıyor.
Euro 2016'da ete kemiğe bürünen hareket “Boykot” başlığıyla
bir bildiri yayınladı ve “Boykotçular” olarak dönem dönem futbol adına mesajlar
yayınlıyorlar. Bu cephe Hajduk Split taraftarı denecek kadar tek
tipleştirilemeyecek kadar geniş olsa da bu grupta Split cephesinin gücü
azımsanmayacak düzeyde.
Düşünün Split’tesiniz, ülke milli takımını bir pub ya da
kafede izlemek istiyorsunuz, mekanlar size “bu mekanda boykot var, milli takım
maçları yayınlanmaz” diyerek kibarca kapıyı gösteriyor.
Yollara, üst geçitlere asılan , “Siz Hırvatistan değilsiniz”
pankartları ise duygusal kopuşun boyutunu gösteriyor. Peki bu sürece nasıl
gelindi?
Balkan futbolunu takip edenlerin yabancı olmadığı isim
Zdravko Mamic bu süreci hızlandıran kilometre taşlarından biri oldu. Mamic ‘in
sicili bir hayli kabarık. Taraftara suikast emri, hakem-rakip teknik direktör tehdit
etme, kendi futbolcusuna tehdit, şike, rakip tribün liderlerini polise ihbar…
En önemli geçim kaynağı ise Dinamo Zagreb altyapısının tefeci gibi hamiliğini
yapması. Ayrıca Mamic önderliğinde Dinamo ile aynı ligde yer alan Lokomotiva
Zagreb, pilot takım olarak Dinamo’ya her sezon 6 puanlık bir katkıda bulunuyor.
Hırvatistan Futbol Federasyonu ise bu konuda sessiz, herhangi bir sorun
göremiyor.
Luka Modric mahkemede ifade veriyor arkasında ise Mamic Kardeşler
Dinamo Zagreb Akademisi Avrupa’nın en önemli akademilerinden
biri. Yetişen bir çok isim daha önce Yugoslavya’ya şimdi de Hırvatistan’a
iskelet oluşturuyor. Özellikle 2000’ler sonrası Hajduk’un değişen futbol
dünyasına ayak uyduramaması onları bu konuda yalnız bıraktı diyebiliriz. Split
ve Dalmaçya’nın hakimi halen Hajduk ancak ülkenin geri kalanında rüzgar Dinamo’dan
yana esiyor.
Altyapıdan çıkan oyuncular Avrupa’nın dev takımlarının
radarına küçük yaşalrdan itibaren giriyor. Luka Modric, Dejan Lovren isimler de
bu yolla Avrupa futbolunun merkezine kapak atanlar. Zdravko Mamic’in özellikle
bu ikili üzerinden kulübü zarara uğrattığı belgelendi. Mamic’in Dinamo Zagreb’ten
çaldığı 15 Milyon Dolar, Hırvatistan’dan vergi olarak kaçırdığı 1,8 Milyon
Dolar. Bu sebeple 6,5 yıllık hapis cezası onandı ve Hırvatistan’dan kaçtı. Bu
davada Modric de yargılandı ve suçlamalara karşı sadece “hatırlamıyorum” demek
ile yetindi.
Ülke futbolunda çok güçlü olan Mamic’in yakın döneme kadar
da Hırvatistan Futbol Federasyonu’nda Davor Suker ile çalışma arkadaşı olduğunu
hatırlatmak gerek. Tüm yaşananlara Suker federasyonunun katkıları ve desteği
bir sır değildi. En basitinden Lokomotiva – Dinamo ilişkisine müdahale edilmemesi,
Hajduk ile oynanan derbilerde yoruma açık olmayan taraflı yönetimler Suker
federasyonunun Mamic’ten aldığı onur madalyaları oldu. Euro 2016’ya da yine
Zdravko Mamic’in teknik direktör arkadaşı Ante Cacic ataması ile gitmişlerdi.
Bu ve benzeri sebepler önce ülke liginin kalitesini ardından
da insanların ilgisini kaybetti. Federasyona başlayan tepkiler, giderek milli
takıma yönelmeye başladı. EURO 2016’da tribünde çıkan olaylar bunun zirve noktası
gibiydi. Bir boykot hareketi var, boykot etmeyenlerde de ciddi bir bölünme
gözleniyor. “Mamic yandaşları” ile “karşıtları” sık sık milli maçlarda karşı
karşıya geliyor. Öyle ki saha içindeki oyuncular da bu tepkilerden nasiplerini
alabiliyorlar. Son Nijerya maçında bir taraftar Modric’in mahkemedeki ifadesine
gönderme yaptığı bir forma ile maça geldi. Modric’in 10 numarasının üzerinde
Hırvatça “hatırlamıyorum” yazıyordu.
Boykot cephesi yola çıkarken 3 isim vardı hedeflerinde: Ante
Cacic, Zdravko Mamic, Davor Suker. İkisi gitti kaldı Suker… Şu net bir şekilde
söylenebilir ki artık Hırvat futbolseverlerin gözünde Suker dokunulmaz değil.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder